direk aklima gelen herseyin ellerimi tuslara dokundurdugum anda buraya gecmesini isterdim
"Junebug" filmi aklima geldi. Guzeldi, izledigimiz yer guzeldi, her sey cok guzeldi. O ana geri donmek ister miydim, hmmm, sanirim simdiki durumdan daha iyi olmali. Ama olsun, hatirliyorum, guzel bir aksamdi.
Ve ondan once izledigimiz, enteresan ( ki bu kelimeyi boyle ilk defa yaziyorum sanirim ) bir kisa film vardi, adi neydi hatirlamiyorum, ispanyolca konusmaya basladiklari anda, hayir! olamaz film hani ingilizceydi! sesleri.. megerse kisa bir filmmis, ama anladigim kadariyla ve tabi gordugum kadariyla sempatik bi filmdi, her ne kadar bir filme sempatik denirse.
Gozu akmis makyaj ve yesil kabarik bir kiyafet. Hic tanimidagin bir adam. Baska bir adam. Araba. Benzin istasyonu. Gozyaslari. Kus tuyleri. Muzik.
Neyse.
Aklima gelen herseyi tuslara degdigim anda yazabiliyormusum meger.
Asil anlatmak istedigim bu degildi.
Bir seylerden kacmak, uzaklasmak istemek, tamamen uzaklasmak, bu sirada hayal etmek, hayallerin icin bir seyler yapmak, uzaklastigin icin kendini iyi hissetmek, yeni seyler kesfetmek, kendini gormek, belki de kendini denemek, ama en sonunda, yakinlasmaya basladigin anda, tuhaf bir duyguya sahip olmak, beklenmedik belki de beklendik ama aklinin eeen kosesine attigin olaylarin gerceklesmesi... vesaire.
Simdi sanki zaman oyle yavas geciyor ki,
aslinda oylesine hizli geciyor,
Son bir kac gunumu kendime bile anlatamiyorum, daha oncesinde baslayan tuhaf hislerim, Istanbul'a dondugumden beri, somut tablolarla sekillenmeye basladi. Hala ozume donmus degilim, kendimi ben gibi hissetmiyorum.
Bu nasil bir duygu bilmiyorum, suan ilk defa betimlemeye calistim.
Daha once dedigim seye yine geldim, yasadigim seylerin uzerine dusunmeye vaktim olmuyor.
Bu ne acaip bir durum.
Sadece duvara bakmak, ya da sadece oturup denizi izlemek istiyorum.
Ve canimin istedigi herseyi dusunmek, daha once ve daha once ve her zaman yaptigim gibi, yatarken, uykuya dalmadan once gun icersinde olanlari ya da sevdigim anlari dusunmek, gozumde canlandirmak istiyorum.
Son zamanlarda yasadigim duygular tarifsiz, kendime bile aciklayamiyorum.
Cok kotu degil, tuhaf!
Her duyguyu cok yogun yasiyor gibiyim ve sanki karisik yemisim de midem bulaniyormus gibi.
Bu benzetme beni biraz gulumsetti.
Gulumsuyorum da, gozlerim agriyor.
"Hayat sartlari" diyor canim arkadasim.
Oyle.
"Keske" demek yerine, "iyi ki" demek...
Buralardan gitmeden once, tum yapmak istediklerimi yapmak, soylemek istedigim herseyi soylemek... vesaire, vesaire.
Bak simdi de "mizika calan amcayi" hatirladim.
Tesadufen ordan gecerken "sound of silence"i caliyordu, oturduk dinledik, cok guzeldi, bak simdi o ani tekrar yasamak isterdim.
Bak simdi!
Sanirim uyumaliyim.
Trene binecegim icin heyecanliyim, ama bir o kadar da duygu bulantisi yasiyorum.
Hadi bakalim.
hasta manana!