3/31/09

demin yine dizimi carptim.
masanin kosesi ne acitir ama.
sanirim son 2 haftadir bacagimin carpmadigim yeri kalmadi.
sakarlik diz boyu.

lovestory.

1970 yapimi bu kult filmi daha bugun, az once izlemis olduguma inanamiyorum.
hic olmamaktansa gec olmasi iyidir ama.

kucukken o kadar cok turk filmi izlerdim ki, cizgi film disinda izlemeyi en sevdigim seydi sanirim, baris manco yarismalarini vs. saymazsak, neyse turkan soray'li olanlara ozellikle bayilirdim, cunku kadin pek guzel ya... 
neyse bu filmde de Ali MacGraw, yani esas kiz Jennifer pek guzel...
-yine- kucukken izledigim turk filmlerinde klasik kizin hastalanmasi, fakir-zengin iliskisi...vsvs... 
love story'de de cok benzer konular oldugunu biliyoruz...  ama simdi sen gel buna da agla.
olacak is degil.
begendim tabiki, bi de ustunden -yuvarlak- 40 sene gecmis... duygu dolu film daha ne olsun.
kapanisi o zaman neyle yapalim...

"Love means never having to say you're sorry."



3/30/09


What is love but the strangest of feelings? 
A sin you swallow for the rest of your life? 
You've been looking for someone to believe in 
To love you, until your eyes run dry...

bugün saatler 1 saat ileri alındı.

saatler geri alindiginda ne guzeldi,
her sekilde bizim isimize gelir,
disardaysan ki disardasindir geri alindigini bildigin icin,
ve saat 4te tam 3 oldugunda,
o 4 gorunumlu 3
kendini 3 sanmaya basladiginda
ki 3 guzel bir sayidir,
sen daha saat 3 diyebilirsin,
soranlara.
tam o saniye.

ama iste bu sefer oyle olmadi,
aylar gecti ustunden
ve
what goes around comes around, "ozlu sozunu" hatirladik mesela.
26 ekim '09 sabaha karsi geri alinan saatler,
bir baktik ki
29 mart '09  sabaha karsi,
hem de yerel secim gunu, (hem de! derken?)
saatler ileri alindi.
ve dedigim gibi
bu sefer senin en son yaptigin sey sana geri dondu,
annen aradi mesela,
saat 3tu daha,
ama aslinda o 3 gorunumlu 4tu,
ve sana dediler ki
saat 4 oldu.
yenildigin an gibi sanki,
yenik dustun mu bugune...
ilginc bir gundu.
biteli 1 saat 20 dakika oldu.
biteli.
*bir acidan da aslinda, ileri alinan saatler bize guzelligini sonradan gosterir,
okulda dersten 5'te, 6'da ciktiginda
oley be hava kararmamis hala dersin.
ya da
oley be ne guzel galiba yaz geliyo dersin.
vebenzeri seyler,
suan uzatamadim.

aldigimiz saati geri vermesini de biliriz.
ustumuze kalmasin.
tuhafbisistembu.
bugun pek manidar bir gun. (bu kelimeyi seviyorum, bi de 'oldugu kadar', gerci bu ayri bi kulvarda sayilabilir.)
demek ki mon cher...,
c'etait trop.
une heure de plus.

3/29/09

tasteless candy.

just love this song.

silent shout.


it hurts.



it's so quiet.
so black and white.
oh
just breathe.



do you hear my silent shout?



so,
are we on the same route?



de temps en temps...


fill this spaces up with days
in my room you can go you can stay
I can't sleep
I can't speak to you
and so I'm reaching out for the one
and so I've learned the meaning of the sun
and all this like a message comes to shift my point of view
I'm watching through my own light
as it tints the shade of you
hold my wine
hold it in
nobody's lost but nobody wins.


azure ray-sleep

ambiguïté.

dis-moi si tu as raison, dis-moi ce qui se passe entre nous.
c'est encore ambigue, la situation.
j'en ai marre de tout.

3/24/09

bullshit.

genelde bunlari yazarken tam uykuya gecmis gibi ya da iste uyumaya az kalmis gibi gec saatler oluyor. 
ama nedense, yazdigim zamanki saat burada farkli gozukuyo, sinirleniyorum. 
nedenini de bilmiyorum.
sacmalik.

ayrica bisey daha,
benim turkce karakterlerim yok.
onlarsiz da olurmus...

3/23/09

profesinilimsi foto suuts.

bugun cekim vardi!
bol bol fotografla dolu bir gun.
bi sonraki asamada ne cekimi oldugunu soylicem.

(okulda bi dersimiz var, kotu bisey soylemek gibi olmasin ama, web tasarimi dersini olabilecek en 'geri' sekilde goruyoruz, powerpoint, ac-kapa ve dahasi!
  • ...
  • ...
  • ...
  • sunubunusunuu.. bir sonraki derste gorecegiz. 
evete tam anlamiyla boyle bir seydi.
buyuk bir heyecanla bi dahaki dersi bekledik.
acaba internet sitelerine nasil giriliyordu?
cok yakinda... )

evet profesinilimsi, profesinilayazan.

sırf o dedi diye.

durum analizi:
tabakta balik
Sinem, sofradaki tabagina bakiyor.
baliga hamleler.
baligi yemeler...
sanki heryeri bitmis gibi baligin yuzune saldirmalar...
yanaklarini yemek istiyordu, tipki annesinin sevdigi gibi.
tam catalla yanagi yakaliyordu ki,

bir ciglik!

baligin gozu firlamisti yanlisikla.

ve ben korktum.
ve annem 'of sinem, bisey oldu sandim' dedi.
ki bisey oldu, baligin yanagini yemek isterken gozunu cikardim, baya urkutucuydu tam o sirada.
tatli biseye dogru giderken korkunc biseyle karsilasmak.

sonra kendime dondum, bi aynaya baktim.
yanaklarima baktim,
gozlerime de.
bunu icimden gecirdim evet, dusundugunuz seyi icimden gecirdim.
napim, yanaklarimi seviyolar, dusunmeden edemedim.

bunu anlattim o'na, o da yaz dedi, yok yok, dedi ki sen simdi bunu kesin bloguna yazarsin dedi.
yazmicaktim, ama simdi yazdim.

sirf o dedi diye.
bitti.

3/20/09

enstantane.

bir kisi: aa biliyomusun bisey duydum
sey vaar yaa
'bidibidi
bidi biidii....vs. ' 
demis bilmem kime,
o da 
'bla bla bla......vs.'
demis.

digeri: kimden duydun?

iste bu retorik ve argumntasyondur.
kimden duydugun cok onemlidir, neden? ona gore kafanda sekillendirirsin olayi, duruma ya da soylenene ya inanirsin ya da yok canim deyip gecersin.
soyle bakalim hangisi?

3/18/09

tütütüüü.

41 kere masallah, profilim 41 kere goruntulenmis. 
Vallahi de meshur oldum.

3/15/09

somewhere over the rainbow.

parmagina ip bagladim unutmasin diye.
aklimdan gecenleri soylemeden.
ip zaten baglanmadi, durmadi.
ki zaten baglansa da unutacakti belki de, her sekilde.


3/14/09

curiosité.

leaving on a jet plane.

Il m'a dit;
"My motorcycle has been gone."

Je lui ai dit;
"It's better than you have gone."

kimse yok mu?

13.cumalara inanan var mi?
ben inanmiyorum aslinda galiba.
hatta 13 sayisinin oyle itilip kakilmasi da hic hos degil.
seneler sonra farkettim ki biz aslinda 13.dairede oturuyormusuz.
sevmeyelim de bu sayiyi napalim yani.
ama dunku 13.cuma beni hic sevindirmedi.
hic hosuma gitmedi.
bana kotu davrandi.
belki de iyiligimi dusunuyordu.
ama beni garip hissettirdi, uzdu, dusundurdu.
simdi ise bitti artik kalmadi ondan eser.
ama hala bende bi etkisi var.
kim inanir ki buna?
batil inanclarim oldugu kesin.

3/10/09

l'incertitude.

nasil davranacagimi bilmiyorum.

la demande pour entendre les vérités.


yorgun gibi bir halin var.
duygularin karisik olabilir mi?



(sebnem ferah i da seviyoruz.)
ve bi yandan yann tiersen var...
soyleyip isteyip de soylenemeyenler, hala devam ediyor gibi sanki.
bazen sokakta yururken film muzigi girsin istiyorum, benim filmim, hersey bana ait...  fondan gelicek muzik beni anlatmali... 
gun icersinde dusunduklerim, ya yatarken hepsi birarada olarak aklimda beni mesgul ediyor, ya da coook uzun gordugumu sandigim ama en fazla 8sn, surdugu soylenen ruyalarima giriyor.

je laisse tomber...
il faut que je laisse...


3/9/09

peki sen ne dusunuyorsun?


"penser est facile, agir est difficile; ce qui est le plus difficile, c'est d'agir d'apres les pensees..."


(Goethe'yi seviyoruz.)
(of accentlari yapamiyorum burda)


ce n'est pas la raison.

her gun yazmayi isteyip yazmamak.

neyse.

demin yuzume maske yapayim dedim. ki yaptim. 
sonra herhangi bir nedenden gozlerim doldu ( ki yok bisey sogan dogruyordum demek sacma olur.)
bu aralar yasamaya basladigim "manikdepresif" hallerden biri daha...
sonra bir de baktim ki, yuzumdeki ufakliklar icin surdugum o seyden dolayi gozyaslarim gozumde patladi, baslamadan bitti, gozumun icine akti mi desem ne desem... 
nasil oldu acaba diyorum. suan icin diyorum, aslinda hemen de akmiyorlar oyle artik, sadece manikdepresifligi seviyorlar.
maske kurumadiysa gozyaslari onu bozabilir dusuncesi mi uyardi beni bilemiyorum.
sacmalik olsa bile bunu yazarken artik gulesim geldi.
merhaba ben manikdepresif vakasiyim.
aglasam mi lan.

aslinda suan soyle bisey buldum.