6/28/09

I haven't seen you around for a long time.
Actually I still don't see you.
But now, it is 4:45 am, you seem like you are so close to me.. Awww, I don't know what I am talking about, no! I know exactly.

you are orange, I am red.

It seems, days go by fast.
And,

je laisse tomber, again.

Pictures of me,
pictures of you... 
when I close my eyes,
even if I don't.

6/26/09

hands.




Things may seem,somehow unsure in times                                   
Things refined,directions signed sometimes
Today, we hold it,we're friends tomorrow
Today, we call it,and then tomorrow
The perfect chance,once in a while
And lucky "hands",once in a while
Whoever near,ever so far, sometimes
Whatever dear,ever so feared sometimes
Whoever near... whoever near...
Days in sights,days then heard, in times
Days and signs,becoming clear, sometimes
Today, we hold it,we're friends tomorrow
Today, we call it,and then tomorrow
The perfect chance,once in a while
And lucky "hands"...
Today, we hold it,we're friends tomorrow
Today, we call it,and then tomorrow
However life,compared to show,
Ones' beg one's forth,but only go
Today, we hold it,we're friends tomorrow
Today, we call it,and then tomorrow
The perfect chance,once in a while
And lucky "hands",once in a while...
*birkelimebenibukadarheyecanlandirabilir.alakasizbirsekilde.

6/24/09

soundtracks.

"giriş cümlesi zor geldi."

ilk defa yazarken kitlendim, şuana kadar gelişi güzel yazıyordum, gayet açık, gayet transparan. şimdi bilmiyorum neden..
hep öyle değil midir, bir şarkı, bir melodi duyarsın, anında aklına ya o kişi gelir ya da o an...
bir koku duymak gibi...
farkında olmadan etrafta olup bitenler, olmayan müziğin arka planda olayı tamamlaması, sen hiç farkına varmadan, olaya müdahele eden sesler, belki de ortama tam anlamıyla uyum sağlayan sesler, bir şarkı, uzaktan gelen bir ses, içimdeki ses, iç sesler, dışavurduğun kadarı, sokak gürültüsü, yanından geçen insanlar, sen duruyorsun, hayat akıyor, o müzik çaldığında, bir yerde tekrar duyduğunda, sen yoluna devam ediyorsun, zaman duruyor. 
bazen cok alakasız bir müzik o ana tanıklık ediyor,
tıpkı

"Elliott Smith - Waltz #2"

gibi.
belki de o kadar alakasız diildir,
ama bu sarkı,
o sırada benim soundtrack'imdi. ve belki de senin. 
ve belki de ben bunu hic farketmeyecektim, bu soundtrack hic bilinmeyecekti,
olayı biliyorum, gayet anlik bir kararla u dönüşü. 
evet evet
U dönüşü.
Ah her zaman defterim yanımda bulunmalı.
Not al bakalım.
Hangi şarkıydı bu?
Heh hatırlarım tekrar ilerde,

bunu da yaptım ya.

6/13/09

blank page.

turning the page.
I am done!

it's not me, it's not you.
where am I supposed to be?


bu sabah uyandığımda, güneş odamı aydınlatmaya çoktan başlamıştı, uzun zamandır alarm sesine alakadar olmadan uyanmıyordum. buna rağmen cok uyumadım.
'mekanik' yaşadığım günler sona erdi gibi gözüküyor, şimdi ise acilen "where is the next stop?" diye düşünüyorum. 
"hello babe.
where is the next stop?
when?
next week."
hah. "association libre"

"yaşadıklarımızın üzerine düşünmeye vakit kalmıyor."
dedik geçen gün.
huooop!
diye geçiveriyor.
içini kıpırdatacak, seni sevindirecek ya da hüzünlendirecek "bir takım" olaylar... sadece anı yaşayıp devamını getirememek, sonra durup dururken bir anda o "yaşadığın" şeyin aklına gelmesi ve sanki üstünden çok uzun zaman geçmiş hissi uyanması... ve onu adam gibi yaşayamadığını farketmek.
sanırım anlatamadım.

"iyi deneme"ydi herşeye ragmen.
oköptümbay.

6/7/09


...the truth is
we were much too young
now I'm looking for you
or anyone like you.

6/2/09

Hello my love!


soooo charming.



love the moon.
love the moonlight.
Itisnotfullmoonyetsinceigotthebignewsfromyou!aww!whatbignews!