5/28/09

only...

There is no sign.
There is no sound.
Or, I just can't hear it very well.
I need a compass.
To find my way.
It is not true.

......

5/24/09

skip intro.

hey hueeoop!
bir(l)ader!
bize 2 çay!

hey huuoop
2 orta sekerli kahve olsun.
falıma bakacak mısın?

zonguldakta maden isçisi görüyorum.
halay basısın.
sanırım ikizlerle tanısacaksın.
yoksa ikizler burcu da olabilir.
"sey"in burcu neydi ya?
OF.

hey huoop bilader.
je parle français de yani sana noluyo italiano falan?
je suis soûle. Tu es aussi, soyliyeyim de.
sabahtan beri bu anı bekledim, dedim sana.
je voulais parler en français.

hey huuoop ağğbi.
bunlar Türk lan. 
elles sont belles dedi lan, gel baska taksiye.

huoop çaeek ya.

hey huoop 
toplam 35 tl ohannes.

bebekafası.
2.el 
bayandan temiz.
2.el candır.
gidelim hadi, sakladığım elbiseleri bulalım. (saka lan sonra ayırttık adam gibi. ama artık cok geç.yok be belki de değildir.)

hey huuooop
burdan sizin evi kesiyorum.

ohannes manzara baya güzel.
5.kat
herhalde 5.kattadır dimi?
jhkjhkehkjesowncfhk.
o ye.
masada şarap kalmasın da.

heey huoop
ne spontane ne bohem bir hayatmış yahu.

hey huoop bilader
şuradaki kelebek mi.

peki o kızlar tuvaletinin duvarında yazan da neydi.
alıntı yapıyorum alenen.
Tırtılsan yalnızlığın var, kelebeksen 3 günlük ömrün...

bazı şeyler dikkat çekiyor.

"algıda seçicilik" diyeyim ben sana, sen anla.

neden bunlar dikkatimizi çekiyor deme bana sonra.
bakmak, bi de görmek var.
hissetmek apayrı.

"Fables de *La Fontaine".
bana bir masal..
neyse. hey huuoop bilader
ne diyeceğim,
Türk müsünüz?
Evet.
'Avrupalı" sandım, demin gördüm de... 
Biz Avrupa kültürüyle yetistiğimiz içiiin...
kem kum. dimi Ilgıt?
Ondan yani. Iyi gunler, hayırlısı olsun.
Neydi o?
Huooop
Neden süslüsün? Baya tatlısalakkafasın ya. Topuklu giymis ya, insan bi söyler.
Habersiz oldu biraz, balkondan bakıyordum, manzara güzeldi.
Bir ses çıktı, geri döndü o ses, adım adım ilerledi..
Adımlarını sıklaştırdıkça, olağan olmayan adımları hissediyordum.
Adımlarımda varsın.
"quand mes yeux sont fermes... t'es le bisou.
le toi du moi.
le moi du toi.
toi et moi.

mesela,
T'es le jamais de mon toujours 
T'es mon amour t'es mon amour
bknz.*Carla Bruni.
O kelimeyi de çok kullanmazsin sen, evet kullanmam aslinda, hissetmem lazim.
Hangi kelimeydi...
*stay just a little bit more. don't let my heart turn sore.

Soundtracks are not done yet.


"aa ne güzel sokak.

5/23/09

innocence in white


bugün balonlar gordüm.
balonlar. 
uçan balonlar.
beyaz üstü renkli.
benim hic uçan balonum olmadı. 
yoksa oldu da ben mi hatırlamıyorum?

küçükken bizim buralarda baloncuya rastlardık.
renkli balonlar. 
hayır.
boyalı balonlar...
patlarsa etrafı kirletirmis.
benim olmadi hiç bu yüzden.
keske olsaydı.
keske yüzüm gözüm boya olsaydı.
keske
zararlıysa da zararla o zamandan karsılassaydım.
balonum oldu.
ama ondan hic olmadı.
sanırım.
gozumun onune geliyor.
balonlardan istedigim zaman.
ve balonlarim olmadigi zaman.
o amca nerde?
simdi butun balonlari benim olsa...
patlarsa da yuzum gozum boya olsa...
olsa...

gokyuzune bıraksaydım balonları...
ve izleseydim...
en son gorebildigim yere kadar...
bir gece vakti olsaydi bunlar...
gecenin karanlıgında,
beyaz uzeri renkli balonları gokyuzune yollanırken izleseydim...
-izledim.-

gozum daldı.
kafam hep yukarda...
ne de guzel...
hepsi bir arada...
sonsuzluga dogru bir goc.
geri donusu olmayan bir yol.
tercihler manasız...

üzerime dökülse, geri dönse balonlar...
benim hiç uçurtmam olmadı...

sonuç.

want to leave all the balloons to the sky. 





(étantunpeusoûl,enlesecrivant)

5/22/09

sadece bir kurabiye.


hiç aklında yokken
masanın üzerinde bir kese kağıdı.
karsına bi kurabiye çıkıyor
yuvarlak ve koyu renk.
tabiki çikolata tadı vardır bunda diye düsünüyorsun
dayanamayıp bi tadına bakıyorsun
hafif kemirince 
Immph bu bildiğin kurabiye ya.
sonra birazcık daha bakiyim derken.
sanki bir çikolata selalesi dökülüyor.

allaaah!
iste o an sevindim.
yüzümde salak bi gülümseme oldu.

hic beklemediğin anda bisey olmus gibi.
ki olmus.
selaleyi hiç ummamıstım.
sen de herkes gibisin sanmıstım kurabiye.
meğer içinde bir magma varmıs.
eh
yedim tabi. 
mutluyum kurabiye.

5/21/09

nonsense.

It has been almost 9 days since I last had a new post.
I don't know why I just started to write in English.
Sometimes it is easier to express yourself in a different language than your native language.
Cause, it seems like "well, I am saying all these things, but although they are my thoughts, they are not written in my language", so... so what? so you feel safe. No reason.
Do you understand me?
I can communicate in all languages, not kidding.
Ohoh.
communication.
when there is none, isn't it so difficult, doesn't it hurt?





5/12/09


It's always one step too far.

5/11/09

Iwantcandy.

Bazı seyleri sadece aklından gecirdigin, bir an kendi kendine dusundugun, ic sesini duydugun zaman olup, sonra kısa bir sure sonra... bunun sozel ya da fiziksel olarak tekrar karsina ciktigini gordun mu? Ya da farkettin mi hic?
Ben farkediyorum.

Tum olan bitenler hem senin elinde hem de degil, hayat cok spontane diyor musun bazen?
Ya da "Sanirim bu spontane durumu seviyorum hayatımda." diyor musun?
Ben diyorum.

Saat 5.
Bak.
Nereye.
Saat 5 degil oysa ki.
Bunu gordugunde anlıyor musun?
Bir an bir kıpırtı hissediyor musun?
Sadece saat 5 oldugu icin.
Ben evet.

O an.
Anı yakalamak.
En sevdigim sey.
Ama o an.
Tam olarak ne yapmak istedigimi bilemedigim o an.

"memoire affective"
Marcel Proust.
Bu konuya nerden geldi, hatırlıyor musun?
Ben hatırlıyorum.

Detaylar.
En sevdigim seyler.
Her seye en sevdigim dermis gibi bi durum mu oldu sanki?
Hayır ama,
detaylar,
olmazsa olmaz.

Beyaz bir ısık varmıs gibi, ama aslında yok.
Muzik cok yuksekmis gibi, ama aslında yok.
%40, %50 olmus gibi, ama aslında....
Kelebekler ucusmus gibi,
bugun baharin guzelliklerinden kelebekleri daha yakından gordum.
Kanat cırpmalari sona erdi.

Kırmızı beyazdı.
Simdi bir yenisi daha eklendi, kırmızı, sarı ve beyaz.

Sarı zaten vardı,
hala duruyordu aynı yerde.
Simdi kucuk bir tane daha geldi,
komik sarı,
yeri yok henuz, ama yeni geldi.
Sen de digerlerine benziyorsun...

Gozunu kapatıp actıgın anda..
Hafifce gozlerini kıstıgında...
Ufak bir tebessum gozlerini guldurdugunde...
Ve "Bu seferki neye" dediginde...

O sokak ne garip.
"abla"lar falan.
Ama baya manidar ki orası.

Hadi Tarkan'dan geliyor, Aaacayipsin.
Vazgectim gelmesin.

Bildigin seyleri unutabilmek sonra tekrar hatırlamak,
sonuc olarak?

Karsıdan karsıya gecerken once sag sonra sol..
once sag sonra mi sol...

Dur.
Bu sefer ne icin?




"my secret friend
I'll take you to the river.
my secret friend
so we can swim forever."




5/7/09

Hıdır&Ilyas

5Mayisi 6Mayisa baglayan gece bitti.
Guzel bir gun, guzel bir geceye baglandi,
guzel bir gecede en guzel dilekler dilendi.
Cember cevrildi, sinirlar olusturuldu, gobekler atildi, bir takim Avusturyalilarla muhabbetler edildi... ve nolduu 
bi guzel eglendiik!
Ama peki nolduu?
Ates yakildigi ani kacirdik.
Atesin ustunden bu sene de atlayamadik.
"Nahil"lara dileklerimiz bagladik, dilek bir kumasmis, bir selpak mendilmis meger. ve biz onlari baglamisiz.
Sevgili Hizir, 
Sevgili Ilyas,
Senden (kisisel manaada) dileklerimi gerceklestirmeni diliyorum. 
Dilek dilemeyi, dileklerimi de seviyorum.
Bu gobekler bosa atilmadi. Bi dahaki sefere hava yagmurlu dese de inanmicam.
Semsiyen varsa yagmur yagmaz.

Peki noldu?

Ilkyaz geliyooor.
Geldi.
Hidrellez kutlu olsuuun.

5/5/09

her şey kısa ve öz aslında.


ruyamda kucuklugumu gordum, cok sirindi. oyun oynadıgım zamanlar aklıma geldi... 
 simdi farkeden ne. kac perdelik bu oyun.

still...



"Silence covers the floor, evaporates to the air, rains back down to ground, raises more awareness with additional feelings flavoring the silence, and back on the cycle...We keep longing...and it is dated now!"






5/4/09



"Heaven is a feeling I get in your arms."